30 Haziran 2018 Cumartesi

KURTAR BENİ

Dün akşam huzurundaydım, Efendimin

Kapıyı açtığında ona bir baktım, ve nutkum tutuldu. Her zaman güzeldi yalan yok ama bu sefer bir başkaydı. maskülen tarz bir gömlek, yakası oldukça açık ve kendisine çok yakıştırdığım kısacık bir kot şort. Maskülen tarzı beğensem de herkese yakıştıramam, onu taşıyabilecek insanlar giyerse eğer tek kelimeyle ada hanım gibi muhteşem olurlar...

İçeriye girdiğimde O koltuğuna kuruldu, ben ise en rahat koltuğa bile değişmeyeceğim yerdeydim. Ayaklarının ucunda gözlerine bakarken...

Her zamanki gibi önce sohbet ettik zaten severim konuşmayı, İnanın hadi içeri girdin havla, al sana tokat... vs yaşayıp sonra siktir git denilse insan hiçbir şey anlamaz ve tat alamaz.

Tabi konuşurken bir yandan da ayaklarına masaj yapıyor, kokusunu ve tadını ezberlemeye çalışıyordum. Lakin az önce banyo yaptığından Don Kişot'un yer değirmenlerine yaptığı saldırı gibi boşa bir uğraştı benimkisi :-)

Efendim bu sefer biraz acı çekmemin onu mutlu edeceğine karar vermiş olmalı ki, yüz üstü halıya yatmamı emretti. Ben halının üstünde yatarken O diğer odaya gidip bir şeyler getirdi.

Evet mum, çakmak, kibrit.

Daha önce bu tür bir deneyimim olmamıştı. Ne kadar acıyacak yada ben ne kadar dayanabileceğim hiç bir fikrim yoktu. Pek sorun değildi gerçi çünkü birazdan bu soruların cevabını öğrenecektim...

Önce mum damlatmaya başladı Efendim. Gerçekten oldukça güzel bir his o damların vücuduma değdiği vakit verdiği tat, Neredeyse halının üzerinde uyuyacaktım huzurla :-) Efendim gerçekten ateşe oldukça dayanıklısın bu kadar tepkisiz kalacağını zannetmiyordum dedi. (Sanki çok önemli gibi bende seviniyorum )

Baktı pek olmuyor kalçamın üstüne oturdu ve eline çakmağı aldı. Çakmağı yakıp ucunu iyice kızdırdıktan sonra vücuduma basmaya başladı. Bunun acısı mum gibi değildi daha sert ve daha tahrik edici... Efendim kalçamda beni damgalarken bende efendimin ayak bileklerini tutup zevk denizinde dümeni olmayan bir gemi gibi yüzüyordum. Bu arada övünmek gibi olmasın hala beklediğinden baya bir dayanıklı olduğumu söylüyordu :-) Diyecektim bunlar ne ki diye ama sonra bu lafı yemek zorunda kalabileceğimin de oldukça farkındaydım ve bu sebeple sessizce damgalanıyordum. Muhtemelen baktı benim keyfim yerimde :) bir ses duydum kibrit yakıp belimin sağ ve sol taraflarında temas edercesine yakın gezdirip beni yakıyordu. Ayak bileklerini tutup güç almasam ne yapardım bilmiyorum ama çok hafif debelenip, beni bu konuma sokup bana verdiği acıdan bile zevk almamı sağlayan Efendime biraz daha hayran oluyordum...

Bu aşama bittikten sonra, O tahtına kuruldu ben ise gene yerimi almıştım. bir müddet sonra Efendim mutfakta bulaşıklar var git yıka dedi. Mutfağa bir girdim aman Allahım tezgahta boş yer yok. 4 tane tava 1 büyük tencere sayısız bardak,tabak,çatal kaşık. Bunları görünce kendi kendime bir gülme geldi çünkü kendi evimin lavabosunda 2 tane tabak var ve ben 2 gündür yıkamaya üşeniyordum. :) Başladım yıkamaya tabii bu arada sırtım da İNCE İNCE SIZLIYOR :) belkide bu sızlamalar dır beni bu sefer daha hızlı çalışmaya iten, Bu arada iyi ki gelmişim buraya yoksa belediye muhtemelen burayı basardı diye de içimden konuşmuyor değilim. Bir müddet sonra (inanın kac dakika kaç saat durdum bilmiyorum) bulaşıklar yıkandı ve tezgah silindi. Elimi yüzümü yıkamak için izin aldım, Her zaman ki gibi kan ter içindeyim zira.

Saat baya geç olmuştu muhtemelen burada biter diye düşünüyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra yerimdeydim ve beni göndermesini beklemeye başladım. Ama ben git kelimesini beklerken önümde sallanan o muhteşem ayakla karşılaştım ve başladım masaja. bir zaman sonra O muhteşem insan arkadan ellerimi kelepçeleyip gözlerimi bağladı ve ayaklarını bu şekilde emdirmeye ve boğazıma kadar sokmaya başladı. Ayak başparmağının küçük dilime temas ettiğini söyleyebilirim.Tüm parmak aralarını yalayıp temizlemek daha doğrusu o konuma düşmenin verdiği haz tek kelimeyle muhteşem. Gerçekten sırtımda acı hissi ve ağzımda ruhumun ve bedenimin yegane sahibi Efendimin ayakları, burası cennet değilse nerede lan bu cennet...

Daha sonra arkamda ki kelepçeyi çözdü ve ellerimi önüme getirip tekrar bağladı. Sırt üstü uzanmamı emretti. Ama bende bir fark vardı, tam olmasa da bu duygular sonucu birazcık ereksiyon halindeydim. Efendim de sen erekte misin diye sordu ve ben birazcık diye cevap verdim. Ve birden üstümde bir ayakla ezildiğimi fark ettim. Oda ne hafif bir cuck crush yaşamaya da nail oluyordum Topuğu ve tırnak uçlarıyla bastırıp canımı yakıyor arada ayağını sertçe kaldırıp vuruyordu. Ve ben birazcık erekte olan köle baya baya tatmin olma yolunda gidiyordum. Bu aşama bitti ve kelepçelerim çözüldükten sonra ayak ucunda ki yerimi aldım ama ne halde olduğumu anlatamam size. Bende çok merak ediyorum o an nasıl bir yüz ifadem vardı. Resmen bir keyif sigarası yakmak istedim sigara içmememe rağmen. Efendim sen mazoşistsin acıdan haz duyduğumu söyledi, Kısmette O güzel gözlü, ruhumun ve bedenimin sahibi efendimin kapısından köle adayı olarak girip, Mazoşist bir köle adayı olarak çıkmak varmış...

Gece yarısı olmuş ve ben evime dönüyordum arabamla. Sırtımı durmadan koltuğa bastırıp aldığım acı sebebiyle yaşadığım hazzın artmasını sağlıyorum. Evime geldim ve sırtıma bir baktım baya baya yanıklar bir çoğu su toplamış. Her zaman yüz üstü yatarak uyuyan ben bu sefer yatağımda sırt üstü yatıyordum :)

İnsan kendini bilmeli, ne olduğunu bilmeli ve bunu kabullenmeli, Ben artık ne olduğumu ve yerimin neresi olduğunu biliyorum. En sevdiğim kokunun ve en sevdiğim tadın ne olduğunu biliyorum. Bunları bana Ada hanım öğretti ve benimsetti. Ben halimden mutluyum ve beni eski yaşamımdan bir nebze kurtardığı için Kendisine şükrediyorum. Belki de duygularımı en güzel bu sözler anlatacak;

"Nefret et benden"
"Kır beni"
"Sonra kurtar beni, kurtar beni"

"İt beni"
"Ez beni"
"Sonra kurtar beni, kurtar beni"

Dedim ki; "Kurtar beni"
Dedi ki; "Belki, belki"



23 Haziran 2018 Cumartesi

KORKU-ÖZLEM

Nedendir bilmiyorum,
Belki ona bağlılığımın her şeyin önüne geçme korkusu, belki de bir gün beni bırakırsa karanlıklar içinde kalacak bir bir çocuğun çaresizliğinde kendini bulmak...  artık neden ve niçin olduğunu bilemediğim bir korku sebebiyle efendime birkaç gün mesaj atmamak için izin istedim,
birkaç kelamla düşünceleri mi anlattıktan sonra.
 Benim ışığım, dünyada ki cennetim, kokusunu içime çektiğim, teninin tadına baktığım, bir damla göz yaşına canımı vereceğim Sahibem 72 saat boyunca 1 tane bile mesaj atmama mı emretti...

Ben bu 72 saat de kendime geleceğimi, biraz da olsa kendimi toplayacağımı zannederken acılar içinde kıvranıyorum.

Anladım ki içine girebileceğim duygular için korkmaya geç kalmışım...

Siz benim sahibem,

Gözünüzün içine bakamadığım bir gün, sizi içime çekemediğim bir gün, siz ne istiyorsanız onu yapamadığım bir gün anladım ki benim için cehennem azabıdır.

Kim bilir duygularımı en güzel belki de şu şarkıda ki sözler anlatacak;

şu karşı yaylada göç kater kater
bir güzel sevdası serimde tüter
bu ayrılık bana ölümden beter
geçti dost kervanı eyleme beni, eyleme beni

şu benim sevdiğim başta oturur
bir güzelin derdi beni bitirir
bu ayrılık bize zulüm getirir
geçti dost kervanı eyleme beni.

21 Haziran 2018 Perşembe

BU YAYIN DA BENİM DÜŞÜNCELERİM OLSUN

Tesadüf eseri buraya gelen bir çok insan diyecek ki amma salak adam var diye, Düşününce bu yapılanlar pek akla mantığa sığmadığının farkındayım, ama sizde beni veyahut benimle aynı düşünceler de olan insanları düşünün.

İnanın ortalamanın üstünde bir işim, ortalamanın da üstünde bir zekaya sahip bir insanım, Bunca yıl bu duyguları içimde bastırdıktan sonra, ne için bu kadar kendini dizginlemek dedim...

Ben yaşadığım her şey için çok mutluyum, Kendimi Ada hanımın ayaklarının altında olduğumda iyi hissediyorum, onun kokusuyla sarhoş oluyorum, Gözlerinde ki parıltıyı gördükçe ruhum ışıkla doluyor, Bu aşk mı falan diye soran olursa evet aşk ama hangi aşk. Bir erkek evladın anneye olan bağlılığı gibi bir kızın babaya duyduğu özlem gibi, ben onu özlüyorum, aklımı ondan alamıyorum, Başka seanslarını gördükçe kıskanıyorum onu, ama zaten bu düşünceler olmadan nasıl teslim edeceğim ki efendime kendimi.

Ben onun mutluluğu için canımı vermek, ayaklarının dibinde boynu bükük beklemek istiyorum. Ayağının altında sehpa, sigarası için kül tablası, evinde hizmetçi, sokakta şöförü olmak istiyorum, kısacası o ne derse ben o olmak istiyorum.

Ben sahibemin kölesi hemde en yakını olmak istiyorum, onun bir şeyden dolayı canı yanarken (ailesi, erkek arkadaşı, ...vb) ben onun gözünde ki yaşları silmek istiyorum.

Bir gün bana insan psikolojisinden iyi anladığını ve güzel gözlem yaptığını söyledi. Ben de ona diyemedim ki bende iyi bir gözlemciyimdir... Konuşurken ki ses tonundan, dudaklarının kıvrılmasın dan anlarım gerçekte neyin ne olduğunu, Kim bilir benim de anladığım bir şeyler vardır bu dünya da.

Bir anımı daha anlatayım siz değerli okuyucularıma, belki efendim de okur da bir nebze kendimi ifade etmiş olurum zat-ı şahanelerine...

Efendim le alış veriş yaparken ....... kartınız var mı diye sordu kasiyer. Ben yok dedim efendim ise benim var deyip numarasını söyledi... Tüm aldıklarımız kasadan geçince uzunca bir fiş çıktı yazar kasadan ve kasiyer hanım önüme koydu fişi-faturayı. Ben öylece durdum ve sonra aldıklarımız poşetlemeye başladım, Sahibem ise bir miktar bekleyip sanki benim ne yapacağımı görmek istedikten sonra fişi aldı ve bir kutunun içine koydu.

Bilmiyorum Efendim o Faturanın-fişin üstünde adınız soyadınız yazıyor muydu ama inanın benim için hiç bir önemi yok adınızın gerçekte gül, nergiz, manolya olması, ben bir rüyanın içindeyim ve rüyamda sizin adınız Ada Sahibe benim adım ise siz ne olmasını arzu ederseniz o...

Belkide öyle bir şey aklınıza bile gelmedi ben tamamen yanlış anlamışımdır o da  ayrı bir komedi olur.



EFENDİM BENİ ÇAĞIRDI

Efendim bazı işleri olduğunu ve ona gelip yardım etmemi sonrasında ise bana seans vereceğini emretti.

Saat 16.30 da kapımın önünde hazır ol ve beni bekle emri ise az sonra telefonuma düştü:)

Biliyordum bekletileceğimi ve öylede oldu yaklaşık 40 dakika sonra efendim karşımdan geliyordu...

İnanın yanımda olsanız kalbimin ritmini duyabilirdiniz, her zamanki gibi tüm muhteşemliğiyle karşımdaydı. arabamla istediği yerlere gidip istediği şeyleri yapmaya başladık, Belki yaşanan bu kadar olaydan sonra biraz hafif kalacak ama hala unutamadığım bir sahnesi var Efendimin bende. Evine giderken bir market önünden geçerken dur dedi ve marketin önünde durdum. Dolabının boş olduğunu ve alışveriş yapacağımızı emretti efendim bana. Ben hemen arabadan dışarı çıkıp Ada Hanımın kapısını açtım ve buyrun efendim dedim. Kendisi bile farkında değildir ama o an dudaklarının biraz büzüşerek tebessüm etmesi, ne gerçek nede filmlerde, bir kadının o kadar gurur ve mutluluk ifadesini görmemiştim.

Belki de kim bilir benim ona olan aidiyetim den  bana öyle gelmiş olabilir, yada bilemem ki iyiki elime geçirdim bu salağı da demiştir:) 

Evinin erzak ihtiyacını yaptık ve bana dedi ki cafe de bir şeyler içmek mi istersin yoksa eve mi gidelim. İnanın neredeyse gülecektim hiç tilkiye tavuk yer misin diye sorulur mu?

Evinin önüne geldik ve ben arabanın bagajı ve arka koltuktaki eşyaları evine çıkarmaya başladım, 3-4 tur yaparak, halimi bir görseniz kan ter içinde kaldım ama görev bilinci her şeyin önünde geliyor :)

Uzun uzun şu oldu bu oldu demeyeceğim, zaten bu blog'u kimselerle paylaşamadığım duyguları paylaşmak için yapıyorum. seanslar la ilgili sadece benim için oldukça önemli ve beni Efendime biraz daha bağlayan şeyleri aktarıcam.

Ayağının dibinde Efendimin yorulmuş olan ayaklarına masaj yaparken buldum kendimi, Ve delicesine kokusunu içime çekerken. İlk seansımız da kendisi oldukça temizliğe önem verdiği için ayaklarından krem kokusu geliyordu ama bu sefer farklıydı, Sandaletle bütün gün gezmekten ayağı biraz terlemiş ve oldukça hafif bir kokusu vardı. 
Bak bakayım nasıl kokuyor dediğin de ben deli gibi içime çekiyor sanki ayağının kokusunu ezberliyordum. Eeeee köpek olmakta bunu gerektirmez mi zaten. Sonra pek kendime yakıştırmasam da Efendim den ayaklarını öpmek istediğimi söyledim. Birçoğunuz için normal olsa da ben kendim istediğim için bir şeyler yapmak değil, o istediği için yapmak isteyen birisiydim ama olmadı dayanamadım ve ben kendimi de pek ayak fetişisti olarak görmezdim, tamam yalamayı sevdiğim başka şeyler vardır ama konumuzda o değil zaten :) Her şey o ana kadarmış. Efendim öp dediğin de dünyalar benim olmuş ve ayaklarını öpüyordum, Tadı nasıl dediğin de; bunu söylemek için tadına bakmam lazım izninizle dedim :) ve o muhteşem ayakları emmeye başladım. Ayağında ki teri emiyor ve sanki ruhumu veriyormuşum gibi hissediyordum. Kaç zaman geçti bilmiyorum bir an Sahibemle göz göze geldik ve çok içten öpüp, kokladığımı ve hoşuna gittiğini söyledi. Desenize bu gece de güzel bir uyku beni bekliyordu.

Efendimin ayağının üstünü de öpmek istiyor özellikle, ayak bileğindeki o çıkık kemik ve onun altında ki birazcık çukuru. Ama ne tepki verir bilmiyordum çünkü benim kuşak iyi bilir  From Dusk Till Dawn filmin de Salma HAYEK'in George CLOONEY' i ayağının altına alıp dediği şeyler aklıma geliyor belki benimde  köleliğim sadece Efendimin ayağının ve ayakkabısının altından beslenmektir, Üste çıkmak yasaktır diye :) çok Şükür değilmiş ve ayak bileğini de yüzlerce kez öptüm.

Bana bu duyguları yaşattığınız için binlerce ama binlerce teşekkürler. şimdiye kadar tattığın en güzel şey ayağınızın teridir. En güzel çiçeğin kokusu yarışamaz teninizin o hafif kokusuyla.

Ben ayağınızın altında paspas olmak, sigaranızın külüne muhtaç olmak, bir gün siz emrettiğiniz için kafama silah dayansa yapmam dediğim şeyleri yapmak, sırf siz mutlu olun diye tarafınızca işkenceye uğramaktır amacım.


İLK SEANSTAN SONRAKİ GÜNLER

İlk seanstan sonra kendimi efendime adamaya karar verdiğimi söylemiştim,

Sonraki günler benim için oldukça farklı geçmeye başladı, Ne iş yaparsam yapayım aklım Ada hanım da, neredeyse yaptığım hiçbir şeyden zevk alamamaya başladım, İnanın birçoğunuz yaşamıştır, ergenken sevgilinizin aramasını yada mesaj atmasını beklersiniz ve kulağınıza durmadan gaipten telefonunuzun mesaj melodisi gelir ya işte bende o haldeyim :)

Bu 5-6 günlük süre zarfında twitter dan mesajlaşmamız oldu. Efendimin bana emri, yaptığım her şeyi istisnasız olarak ona rapor vermem ve kendisi cevap dahi vermese buna devam etmem.

Ben mesaj atıyorum, Efendim görüyor ama cevap yazmıyor ve ben aklımı yitiriyorum. Kimse yanlış anlamasın biz kendisinin onayıyla sahibe-köle ilişkisi içindeyiz. Zaten sevgili gibi mesajlarıma cevap verse inanın duygularım yerle yeksan olur ama işte aklım onda olunca bir cevap yazması için deliriyorum...

Tabi ben efendisinin hem kudretini üstünde hissetmek isteyen bir köle, hemde efendisinin birazcık ilgisine muhtaç bir köpek gibi hayatıma devam etmeye çalışıyordum.

Mesaj atıyordum efendime,

Bu köpeğiniz sizi çok özledi, Siz benim hayallerimde bile ulaşamayacağım bir kadınsınız.

Beni köpeğiniz yaptığınız için, ayaklarınızın önünde daha doğrusu çoktandır olmam gereken yere beni kabul ettiğiniz için teşekkürler efendim.

Ayaklarınızın yanında kokunuzu içime çekerek vereceğiniz emirleri beklemek istiyorum. Sırf biraz mutlu olun diye bana işkence etmenizi istiyorum. Size olan sevgim, sadakatim, itaatım sonucu karşınızda tüm onur ve gururdan arınmış olarak size hizmet etmek istiyorum.

ve benim yüceler yücesi değerli sahibem dışarıda olduğunu ve gelmemi emretti. Hemen yanına gittim efendimin, bir pub tarzı bir yere oturduk ve eğer istersem benim de birkaç bir şeyler içebileceğimi söyledi.

O gece o kadar mutluydum ki karşımda, bedenim ve ruhumun sahibi, beni görünmez bir zincirle kendine bağlamış bir tanrıça ve onun karşısında onun o güzel gözlerine baktıkça sarhoş olan, konuşurken yanağındaki gamzesinde kendini kaybeden ben...

O gece yanımıza çiçek satan bir kişi geldi ve daha ben ağzımı açmadan efendim adama kesinlikle çiçek istemiyoruz dedi. Adam ise belki abi istiyordur falan gibi laflar ediyor :) Bende adama o ne istiyorsa o ben onun emrinden çıkmam diyor, adam olur mu abi yapma falan demeye çalışıyor,:) Ben ise en yakınlarıma bile anlatamadığım bir şeyi anlatma fırsatını bulmuşcasına devam ediyorum, ben asla sözünden çıkmam bizde böyle diye :) itiraf insanı oldukça rahatlatıyor, o an onu anladım.

Daha sonra Efendim ayağını yanımdaki sandalye ye uzatarak benimle konuşurken, Efendim bana cesaretin çok önemli olduğunu ve birçok şeyin önünü açtığını söyledi.Konu nasıl buraya geldi sormayın bende bilmiyorum.  Bende artık nasıl etkilendiysem Efendimin sözlerinden ve o içten içe bana gülen gözlerinden, bulunduğumuz mekan hınca hınç dolu olmasına rağmen Efendimi yanımda sandalye de duran ayağını daha doğrusu ayakkabısına usulca eğilip bir öpücük bıraktım. Ve bir kahkaha efendim gülüyor ve ben onu bir tutam mutlu etmenin şerefini yaşıyorum...

Efendime de söylemiştim kendimi onu mutlu edebilmek için parçalayacağım, tüm imkanımı ve benliğimi ona adayıp, günün birinde sayemde bir tutam fazladan mutlu olursa o gece dünyaya gelme amacını yerine getirmiş biri olarak gülen bir yüzle mutlu olarak uyuyabileceğimi söylemiştim. Anlaşılan bu gece güzel bir uyku beni bekliyor...


Bir Anlık Cesaret

Yıllardır Femdom tarzı ilişkiye zaafı hatta takıntısı olan bir insanım, İşinde, gücünde güzel bir arkadaşlık ortamı olan pek de bir derdi tasası olmayan bir kişi profili çizmekteyim çevreme karşı.

Gel gör ki beni, içi usul usul yanan, en yakınlarına bile içinde ki duygularını bahsetemeyen bir zavallıyım.

Her zaman ki gibi uygun vakit bulduğumda telefonumdan mistress, sahibe benzeri kelimeler aratıyor ve genellikle sahibelerin twitter hesaplarına bakıyor, ve onların karşısında ki insanlara özeniyordum...

Neden, Nasıl oldu bilmiyorum 06.08.2018 tarihin de Sahibe Ada hanımın birkaç ay önce açmış olduğu twitter hesabını ve blog hesabını fark ettim ve okumaya başladım.
 Bende ki ilk izlenimi bu duygu içinden gelmese bile sadece para kazanmak için yapan ve EFENDİLİĞİ sadece bana para gönderin köpekler, o.. çocukları diyen sahibecikler den farklı olduğuydu.

Ve hayatımı değiştiren bir şeye kalkıştım, akşam tam 7 de kendimi tanıtır bir mesaj attım. aşağıdaki gibi;

iyi günler ada hanım;
İsmim ...... ve ...... yaşındayım
.......... şu mesleği yapmaktayım
Neredeyse 15 yıldır femdom a ilgim var. (lakin yaşanmışlık babında pek bir şey yok) tesadüfen size ait olan blog'u gördüm ve şimdi bu mesajı atıyorum.

Eğer sizin için uygunsa reel seans almak istiyorum.  diye

Sonrasında ki bir kaç saat geçmek bilmedi, acaba doğrumu yaptım ya kimliğim ortaya çıkarsa diye. Çünkü yukarıdaki .... yerlere tamamen doğru bilgileri yazmıştım, Haa diyebilirsiniz ki neden doğru bilgileri yazdın sende onlar gibi hayali bir kimlik yarat ve öyle devam et. İşte burada da her insanın yaşamak istediği şeyin farklılığı ortaya çıkıyor, bir başkası bir kaç saat ayak yalayıp, ezilip, aşağılanarak bundan önceki hayatına devam etmek isteyebileceği gibi, Benim gibi birisi de eğer karşısındaki kişiyle frekansları uyarsa (ki genellikle sizin seçim hakkınız yok sadece sahibe için önemlidir falan diyen aptallar çıksa da kesinlikle yanlış bir düşünce, ben birisine hayatımı adamayı seçeceksem, bırakın da benimde kendi zekamın ve gönlümün kabul ettiği kişi olsun)  kendisimi bir ömür ona adamak isteyecektim.

Veee birkaç saat sonra cevap geldi;

kendisiyle tanışma faslını yaşadıktan sonra bana eğilimlerimi, nelerden hoşlandığımı AMA bunları sormamın beni şımartmamasını eğer seans teklifimi kabul ederse seans ların kendi keyfi doğrultusun yaşadığını söyledi.

Ben de kendisine tam olarak dedim ki;

Efendim ben aslında şu olsun, bu olsun demek istemiyorum.
Ben kendimi sizin yanınızda aciz ve size koşulsuz bağlı olmak, sizin kudretinizi her daim üzerimde hissetmek istiyorum.

diye bir mesaj attım ve inanın tam olarak ta istediğim buydu. ben ağır bir fetişist yada ille şu olsun isteyen bir insan değilim, sadece bir insana teslim olmak, ve bir gün o kişiye bana o kadar bağlı ki isteyip de yaptıramayacağım bir şey yok dedirtmek.

Velhasıl kelam yazdıklarım hoşuna gitmiş veya biraz güven vermiş olmali ki bir kaç gün sonraya randevulaştık.

Ve o an ...

Kapı açıldı ve karşımda siyah diz üstü bir elbise ve ayağında topuklu bir ayakkabıyla oldukça çıtı pıtı ve güzel bir kadın çıktı. bilmem bilirmisiniz aklıma o an alizee geldi ve kulaklarım da moi lolita :) ama canım da sıkılmadı değil...

Bilmiyorum siz ne düşünürsünüz ama ben belkide bu kadar genç olduğunu ilk başta bilseydim mesaj atmaya bilirdim. Çünkü ben belli bir olgunluğa ulaşmış, belli sınırlar çerçevesin de birkaç kelam edebileceğim bir insan hayal ederdim. Ama kısa bir zaman gösterdi ki doğru yerdeyim.

Hem beni tanıyıp fikir sahibi olabilmek hem de benim sakinleşmemi sağlamak amacıyla olsa gerek biraz sohbet ettik, hatta biraz az kaçar baya baya sohbet ettik. tabi bu sohbetin olduğu şekil karşılıklı oturarak değil :), ben Ada hanımın bulaşıklarını yıkarken o da bacak bacak üstüne atmış sigarasını içiyordu.

bulaşıkları yıkadıktan sonra seans ta hareketli dakikalara geçildi, Ada hanımın ayakkabılarını temizledikten sonra beni yüz üstü yere yatırdı ve topuklu ayakkabısıyla sırtımdaydı. O kadar femdom hakkında video izlemişimdir, hemen hemen tüm uygulamaları bilirim ve bana nedense en saçmalardan birisi trumple gelirdi. Sanki belin ağrıyormuş ta belini çiğnetiyormuşşun gibi gelirdi bana :-)

Ama hiç de beklediğim gibi değildi o sivri topuğun sırtımda bıraktığı iz ve o anki tatlı acı, inanın beni benden aldı. sırtımda 2 hafta da zorla geçen onlarca topuk izi ve ilk 2 gün hafif hafif sızlaması yok böyle mutluluk ...

Ve başka birkaç küçük uygulamadan sonra seansa başlayalı 3 saati bile geçtiği ve yavaştan gitme vaktinin geldiğini anladık her ikimiz de.

Evime gelip sırtıma baktığım da ve beklediğimden oldukça dominant olduğunu anladığım Ada hanıma eğer kabul ederse ömrümü adayacağıma karar verdim. O artık benim EFENDİM di