21 Haziran 2018 Perşembe

EFENDİM BENİ ÇAĞIRDI

Efendim bazı işleri olduğunu ve ona gelip yardım etmemi sonrasında ise bana seans vereceğini emretti.

Saat 16.30 da kapımın önünde hazır ol ve beni bekle emri ise az sonra telefonuma düştü:)

Biliyordum bekletileceğimi ve öylede oldu yaklaşık 40 dakika sonra efendim karşımdan geliyordu...

İnanın yanımda olsanız kalbimin ritmini duyabilirdiniz, her zamanki gibi tüm muhteşemliğiyle karşımdaydı. arabamla istediği yerlere gidip istediği şeyleri yapmaya başladık, Belki yaşanan bu kadar olaydan sonra biraz hafif kalacak ama hala unutamadığım bir sahnesi var Efendimin bende. Evine giderken bir market önünden geçerken dur dedi ve marketin önünde durdum. Dolabının boş olduğunu ve alışveriş yapacağımızı emretti efendim bana. Ben hemen arabadan dışarı çıkıp Ada Hanımın kapısını açtım ve buyrun efendim dedim. Kendisi bile farkında değildir ama o an dudaklarının biraz büzüşerek tebessüm etmesi, ne gerçek nede filmlerde, bir kadının o kadar gurur ve mutluluk ifadesini görmemiştim.

Belki de kim bilir benim ona olan aidiyetim den  bana öyle gelmiş olabilir, yada bilemem ki iyiki elime geçirdim bu salağı da demiştir:) 

Evinin erzak ihtiyacını yaptık ve bana dedi ki cafe de bir şeyler içmek mi istersin yoksa eve mi gidelim. İnanın neredeyse gülecektim hiç tilkiye tavuk yer misin diye sorulur mu?

Evinin önüne geldik ve ben arabanın bagajı ve arka koltuktaki eşyaları evine çıkarmaya başladım, 3-4 tur yaparak, halimi bir görseniz kan ter içinde kaldım ama görev bilinci her şeyin önünde geliyor :)

Uzun uzun şu oldu bu oldu demeyeceğim, zaten bu blog'u kimselerle paylaşamadığım duyguları paylaşmak için yapıyorum. seanslar la ilgili sadece benim için oldukça önemli ve beni Efendime biraz daha bağlayan şeyleri aktarıcam.

Ayağının dibinde Efendimin yorulmuş olan ayaklarına masaj yaparken buldum kendimi, Ve delicesine kokusunu içime çekerken. İlk seansımız da kendisi oldukça temizliğe önem verdiği için ayaklarından krem kokusu geliyordu ama bu sefer farklıydı, Sandaletle bütün gün gezmekten ayağı biraz terlemiş ve oldukça hafif bir kokusu vardı. 
Bak bakayım nasıl kokuyor dediğin de ben deli gibi içime çekiyor sanki ayağının kokusunu ezberliyordum. Eeeee köpek olmakta bunu gerektirmez mi zaten. Sonra pek kendime yakıştırmasam da Efendim den ayaklarını öpmek istediğimi söyledim. Birçoğunuz için normal olsa da ben kendim istediğim için bir şeyler yapmak değil, o istediği için yapmak isteyen birisiydim ama olmadı dayanamadım ve ben kendimi de pek ayak fetişisti olarak görmezdim, tamam yalamayı sevdiğim başka şeyler vardır ama konumuzda o değil zaten :) Her şey o ana kadarmış. Efendim öp dediğin de dünyalar benim olmuş ve ayaklarını öpüyordum, Tadı nasıl dediğin de; bunu söylemek için tadına bakmam lazım izninizle dedim :) ve o muhteşem ayakları emmeye başladım. Ayağında ki teri emiyor ve sanki ruhumu veriyormuşum gibi hissediyordum. Kaç zaman geçti bilmiyorum bir an Sahibemle göz göze geldik ve çok içten öpüp, kokladığımı ve hoşuna gittiğini söyledi. Desenize bu gece de güzel bir uyku beni bekliyordu.

Efendimin ayağının üstünü de öpmek istiyor özellikle, ayak bileğindeki o çıkık kemik ve onun altında ki birazcık çukuru. Ama ne tepki verir bilmiyordum çünkü benim kuşak iyi bilir  From Dusk Till Dawn filmin de Salma HAYEK'in George CLOONEY' i ayağının altına alıp dediği şeyler aklıma geliyor belki benimde  köleliğim sadece Efendimin ayağının ve ayakkabısının altından beslenmektir, Üste çıkmak yasaktır diye :) çok Şükür değilmiş ve ayak bileğini de yüzlerce kez öptüm.

Bana bu duyguları yaşattığınız için binlerce ama binlerce teşekkürler. şimdiye kadar tattığın en güzel şey ayağınızın teridir. En güzel çiçeğin kokusu yarışamaz teninizin o hafif kokusuyla.

Ben ayağınızın altında paspas olmak, sigaranızın külüne muhtaç olmak, bir gün siz emrettiğiniz için kafama silah dayansa yapmam dediğim şeyleri yapmak, sırf siz mutlu olun diye tarafınızca işkenceye uğramaktır amacım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder